TÜRKİYE
Türkiye deyince...
Kökü mazide, gövdesi tarihiyle beraber dünyanına merkezine oturmuş, dalları mazlumları kucaklamış bir ülkeden fazlası gelir aklıma..
Hal böyle olunca köklerini kemirmeye çalışan fareler, gövdesine yaslanan kötü niyetliler ve dallarından çekiştirenler olacaktır tabi ki..
Ama herşeye rağmen boynunu bükmeye çalışanların bilegini büktüğü bir Türkiye var şükürler olsun..
Her ne kadar sagır kulaklar duymasada Dünya 5'ten büyüktür sözü Birleşmiş Milletlerin odak noktasından tüm dünyaya yankılanırcasına kocaman dalgaların halkaları gibi yayılmaktadır.
Elbetteki "Dünya 5'ten büyüktür sözü matematiksel bir ifade değildir.
Bu söz dünyanın adaletsizliğini haykıran, zalimlerin zulmünü yüzlerine çarpan, hakkın, hakikatin, hakkaniyeti ifadesidir.
Haksızlığa karşı dik durmanın ifadesidir
Masum çocukların cesetlerin dalgalarla beraber kıyıya vurduğu bir dünyada..
Yine Akdeniz'in sularında botları batırılarak insanların cesetleriyle beraber umutların kaybolduğu bir dünyada
tek dişi kalmış canavar olan batı medeniyetinden öğrenecek bişeyimiz yoktur bizim
"Değmesin mabedimin göğsüne namahrem eli" mısrasının hatırlattığı gibi avrupanın başkentlerine Moskovanın göbeğine mabetlerimizin açılması..
Necip Fazıl KısaKürek'in ifadesindeki gibi "Hani ardına çil çil kubbeler serpen ordu?" sözünün hatırlattığı taksim çamlıca ve nice yerlere camilerimizin açılması
Adeta kudüsün mescidi aksanın bekçisi gibi savunuyor olunması..
Tabiki bizlerde gögsümüzde taşıyacağımız onur madalyalarıdır bunlar.
Ayrıca, uzay teknolojisiyle göklere yükselen, savunma teknolojisiyle ve bununla birlikte mücadelesiyle Can Azerbaycan'ın 40 yıllık toprağını tekrar geri alan bir Türkiye.
Libya mutabakatıyla Akdeniz'i vurup ortadan ikiye bölen bir Türkiye..
Ve Akdenizdeki doğal kaynakların kazanımı ile geleceğe, yüzyıla yürüyen bir Türkiye..
Yolun açık olsun…
Facebook Yorum
Yorum Yazın